Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve Sakarya Üniversitesi’nin iş birliğiyle düzenlenen “Bir Şehir İki Çınar: Faik Baysal ve Necati Mert” sempozyumunun ikinci oturumu, SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde tamamlandı.
Usta Yazar ve Edebiyatçı Necati Mert’in hayatının ve eserlerinin ele alındığı sempozyumda, dinleyicilerin katılımıyla interaktif bir program gerçekleştirildi.
Sakarya için önemli iki isim…
Büyükşehir’in gerçekleştirdiği vefa programının iki ayrı oturumunda, Sakarya için önemli olan iki sanat kişiliği, şahsiyet tüm derinlikleriyle hatırlandı.
Yazarın hayatı, sanata bakışı ve Sakarya’yı anlatan dizeleri hem akademisyen hem de öğrenci camiası içinde büyük ilgi uyandırdı.
Yoğun bir katılımla gerçekleşen oturuma, SAÜ Türk Dili Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Yılmaz, Öğretim Görevlisi Dr. Ramazan Kandemir Enser, Prof. Dr. Bünyamin Demirci, Doç. Dr. Mesut Koçak, Doç. Dr. Erdem Dönmez, Araştırma Görevlisi Melike Kılıç, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Alpay Şirin, Faik Baysal’ın oğlu Emre Baysal, Şair ve Yazar Ercan Yılmaz, öğrenciler, akademisyenler ve edebiyatçılar katıldı.
Necati Mert ve Adapazarı
Doç. Dr. Erdem Dönmez, Necati Mert’i, hayata baktığı pencereyi, zengin dünyasını, Adapazarı’na olan sevgisini anlattı.
Doç. Dr. Dönmez, “Necati Mert ilkeleri olan bir yazardı. Mantık çerçevesinde hareket eder ve körü körüne savunmazdı. Herkesin hata yapabileceğini bilirdi. Olabildiği kadar açık görüşlü ve geniş bir dünyası vardı. Necati Mert’in tikelden tümele çıkan bir yapısı vardı. ‘Adapazarı’nın Sakarya halini yaşıyorum’ diyerek yerelden evrensele uzanan bir düşünce yapısına sahipti. Yani yerelde kalarak oradan evrensele ulaşabilen bir tarzı vardı” dedi.
Öykülerinde taşra vurgusu…
Araştırma Görevlisi Melike Kılıç ise, “Temelde edebiyatın İstanbul tekelinde olmadığını, taşranın da edebiyat üretebileceğini savunuyordu. Öykülerinde Taşralılık önemli bir köşe taşıydı. Adapazarı’nın da Necati Mert’te ayrı bir yeri var. Tüm öykülerinde bu vurguyu net bir şekilde görebiliyoruz” dedi.
“Aynı çağda yaşadığımız için kendimi şanslı hissediyorum”
Prof. Dr. Bünyamin Demirci ise, “Benim için burada konuşmak çok önemli. Necati Mert’le 2015 yılında ilk kitabım çıktığında tanışma fırsatım oldu. Beni şaşırtan ise Necati Mert’in benim kitabımda not alınmamış karalanmamış bir sayfa olmamasıydı. Bu beni oldukça şaşırtmıştı. Necati Mert aynı çağda yaşadığımıza kendimi şanslı hissettiğim bir kişilik. Zamansal olarak ciddi bir dönüşüme şahit olmuştur kendisi. Yakın tarih okumasını en iyi Necati Mert üzerinden yapabiliriz” ifadelerini kullandı.
Sosyolojik perspektifler ve derinlikler…
Konuşmasında Necati Mert’in eserlerindeki sosyolojik vurguların dikkat çekici olduğunu belirten Doç. Dr. Mesut Koçak, “Necati Mert’i okudukça aslında gördüm ki kendisi bir öykücüden daha fazlası. Eserleriyle sosyolojik perspektifler ve derinlikler sunan bir yazar. Bunu yaparken de farklı incelikler kullanabilen bir yazar” şeklinde konuştu.
“Bizim için çok büyük bir şans”
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Alpay Şirin ise, “Ben bu şehirde yaşayan, edebiyat okuyan ve edebiyatı seven bir insanım. Necati hocamı da ilk gençlik yıllarımdan beri tanırım. Kendisiyle birçok kez bir araya geldim ve şunu gördüm ki gerek Faik Baysal gerekse Necati Mert gibi ustaları bu şehirde tanımış olmak bizim için çok büyük bir şanstır. Onların sanata, memlekete bakışı ve ortaya çıkardıkları birbirinden harika eserler, edebiyatın sancaktarlığını devralan geleceğin usta kalemleri için daima yaşayan ilham verici bir mirastır” ifadelerini kullandı.
Program sonunda Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Alpay Şirin, akademisyenlere katılım sertifikalarını takdim etti.





