Birisi size, Tekel’i, Şeker Fabrikaları’nı, İskenderun Limanı’nı, Tüpraş’ı, Petkim’i, Türk Telekom’u, İzmir Limanı’nı ve daha bir çoğunu özelleştireceğini, döneminde doların ve avronun rekordan rekora koşacağını, gelir dağılımındaki adaletsizliğin artarak devam edeceğini söylese oy verir miydiniz?

Ya da; “komuşusu açken tok yatan bizden değildir” şiarından, başmüftüsü son model araçlara binen, milyar dolarlık saraylarda yaşayan siyasetçilerin yaşadığı bir ülke haline gelen bir yerde “ahlaklı siyasete” inanır mıydınız?

Kendinden olmayanı hakir gören ve sürekli ötekileştiren bir anlayışı destekler miydiniz?

Tüm komşuları ile ilişkileri paramparça edilmiş bir dış politikayı doğru bulur muydunuz?

15 yaşında bir çocuğun, her hangi bir nedenle başına isabet eden bir gaz fişeği ile öldürüldüğü ve sorumlularının hala ortaya çıkarılamadığı, kadın cinayetlerinin günden güne arttığı ve hatta çocuk işçi ve çocuk istismarı sayılarının katlanarak büyüdüğü bir ülkede; yönetenleri ayakta alkışlar mıydınız?

Hukuk sisteminin işlemez hale geldiği, iktidarın mutlak emirleri ile hareket ettiğinin su götürmezliği karşısında muhaliflerinin seslerinin çıkmamak üzerine kesildiği bir ülkede, adaletten bahsedebilir miydiniz?

Yolsuzluk yaptıklarının kanıtları ortalıklara saçılan ve bu şüphenin vicdanlarda tam olarak giderilmediği bir ortamda, 700.000 liralık saatleri aklayan bir meclise gerçekten güvenir miydiniz?

Bu soruların bütün cevaplarına umarım “hayır” diyebilmişsinizdir.

Bu da mı gol değil!

Almanya’nın 2020’ye kadar tüm nükleer santrallerini kapatma kararı aldığı, İsviçre’nin tüm reaktörlerini 2033’e kadar kapatacağı, İtalya’da 2011’de halkın %94’ünün nükleere hayır dediği, nükleer gücün payının dünya genelinde iniş trendinde olduğu, yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımın sürekli artış gösterdiği, Beyaz Rusya’nın yıllık bütçesinin %20’sini hala Çernobil’in etkilerini gidermek için harcadığı bir dünyada; nükleer santral inşa etmeyi istemek için gerçekten akıl sınırlarını zorlamak gerekiyor.

Bi de şu reklam meselesi gerçekten çok arabesk kaçmadı mı? Nükleer reaktör yapıyoruz, yaşasın falan diye bilbordlara, tv’lere reklam mı verilir? Kim neden sevinsin, sahip çıksın bu işe? Arabın yağı bol bulması böyle bir şey olsa gerek..

Motosiklet sezonuna doğru…

Havaların ısınması ile birlikte iki tekerlekli arkadaşları caddelerde ve sokaklarda daha fazla göreceğiz. Kendimde bir iki tekerlekli sevdalısı olarak, sesimi duyurabildiğimce bu arkadaşlara bir iki kelam etmek istedim. Özellikle de ilk kez motosiklet kullanacaklara.

İlk kullanacağınız motosikletin az hacimli olmasına ve hatta bir scooter olmasına özen gösterin. Otomobillerle birlikte kullanacağınız yolda, motosikletin durması gerektiği yeri bile henüz bilmeden alacağınız büyük hacimli motorlar başınıza büyük dertler açabilir. Bir de debriyaj meselesine hakimiyet olayı var, büyük motorlar alıp, arkasına aldığı kız arkadaşını yokuş kalkışında hakim olamadığı motor yüzünden asfalt ile tanıştıran ve kızı sonsuza dek kaybeden nice gençler; hala fotoğraflara bakıp göz yaşı dökmekte...

“1000’lik olmasın, 600’lük yeter” gibi saçma sapan şeylere itibar etmeyin. 250cc lik bir motosiklet 7 saniyede 100 km hızı görebiliyor. Neye bindiğinizi anlayın diye örnekliyorum.

25 km hız ve daha hızlı süratlerdeki kazalar beyin kanaması için ciddi risk yaratır. Kaskınızı mutlaka takın ve motosiklet paranızı hesaplarken ekipman giderinizi de işin içine katın. Çok delikanlılar kol ve bacaklarını bu hesapsızlıkları yüzünden kırmak durumunda kaldılar.

Asfalta güvenmeyin, Türkiye’de yollar otomobillerden başka bir cihaz için düşünülmez ve tasarlanmaz. Klasik devlet işte, halkına da böyle yapıyor; o yüzden bir gözünüz mutlaka çukurlarda olsun.

Şunu asla unutmayın; canınız ya da motosikletiniz çoğu zaman; B ehliyetine sahip olan, dört tekerlekli araç sürücüleri için hiç bir şey ifade etmemektedir. Trafik akışını dikkatli gözlem ve araçları takip edebilme, hayat kurtarır.

İlimiz bisiklet ve motosiklet kullanımı için biçilmiş kaftan. Çevreye ve insana duyarlı iki tekerlekli kullanıcılarının artması dileğiyle…

Twitter: altugbalcioglu