AK Parti’ye yönelik şimdiye kadar değişik açılardan eleştirilerde bulunduk. Bu eleştiriler; bazılarına “yıkıcı, yıpratıcı” muhalefet saldırısı, bazılarına “kişisel hesaplaşma”, bazılarına “dikkate değmez” değersiz şeyler, bazılarına halk ve siyasal bir tabandan yoksun olan “etkisiz” görüşler, bazılarına da şimdi zamanı olmayan “yersiz” şeyler, şeklinde algılandı.
Eleştiriler öyle ya da böyle nasıl anlaşılırsa anlaşılsın muhattab alınmadı. Aslında sadece bizim eleştirilerimizle ilgili değil, AK Parti genel olarak kendisine yönelen bütün eleştirilere karşı fazla ciddiyetle davranmadı. Daha doğrusu kayıtsız kalmayı seçti. Şimdi bu yazı da bir eleştiri olarak değerlendirilirse, manipülasyonu kolay olacaktır. Göz ardı edilmesi ya da kulakların tıkanması zor olmayacaktır. Herhangi bir eleştiriyi haklı kılacak gerekçeler ortada yoksa zaten o şeyi işitmenin, düşünmenin bir kıymeti yoktur. Yani onları duymasak da düşünmesek de olur fakat siyasal bir partinin ve iktidarın siyasal eleştiriye kapalı olması, basit gerekçelere dayanmamalıdır. Bu tür şeyler; onu içten içe yıpratır, zayıflatır ve siyasal üretimini engeller.
Seçimler bu kadar yaklaşmışken AK Parti’nin siyasal söylemi nasıl anlaşılıyor? Oy olarak kendisine ne kadarı yansıyacak? Bu ve benzeri pratik sorular, oldukça önemlidir. Bir nevi AK Parti’nin siyasal istikbali, kendisini yeterince ifade edebilmesine bağlıdır.
AK Parti, Türk siyasi tarihi içinde sadece iktidar olmak seçim kazanmak gibi siyasal bir başarıya imza atmadı aynı zamanda son derece kritik alanlardaki başarılara imza attı. Onu başarılı kılan şey, siyasal söyleminin tamamen anlaşılmasıyla ilgilidir. Yani halkın çoğu, en zor zamanda onun yanında yer almıştır. AK Partiyi halk nezdinde güçlü kılan unsurlar, yapılan icraatların yanısıra, halkın kendini uzun süre Türk siyasi hayatında ifade edemediği “ideolojik gerilimlerdir” AK Parti şimdiye değin bütün gerilimlerden büyüyerek çıkmıştır. Askeri vesayetin, başörtüsü sorununun, muhturaların gibi gerilimlerin üstüne giderek, halkın kendi karnından konuşmasına tercüme olmuştur.
Seçim arefesinde AK Partinin söylemleri; şimdiye kadar kullandığı, halkın anladığı, kendisini orada bulduğu, sorunlarının orada çözüldüğü bir dil olmaktan uzaklaştı. Bu ne demek? Kullanılan söylemlerin halkta tam karşılığı bulamaması demek. Bu söylemler tabir caizse elitist bir anlayışa yöneldi. Mesela; “Yeni Türkiye”; Hendek’in, Akyazı’nın, Karasu’yun köyündeki vatandaşa ne diyor? Ve nasıl anlaşılıyor? Okumuşların aklında bile yeterince net ve belirgin olmayan “Çözüm Süreci” büyümeyi sağlayan oy potansiyeline nasıl dönüşecek? Yani AK Parti bizden siyaseti teknik olarak görebilmiş, bu biçimde elealabilmiş, halledebilmiş bir duruş bekliyor.
Evet! Avrupa’da siyaset teknik bir formasyona dönüşmüştür. Siyasi meselelerin uzun geçmişi vardır. İnsanlar bu meselelerden haberdardır. Siyasilerin söylediği şeyler havada durmaz fakat kim demiş Avrupa’daki aynı siyasal algı burada var diye?! İşte tam da bu yüzden muhalif partilerin “Emekliye iki ay fazla maaş verilecek” vaadi, emekli olanlarda ve herkeste daha fazla makes buluyor. İktisadi problemler, söylemin dışına itilse de seçimlerde yüzleşmek zorunda kalınılıyor. Giderek yaşantıda halktan kopmaya başlayan bir AK Parti, meydanlarda söyleyecek fazla bir şey bulamaz hâle geliyor.
Özetle dersek;
AK Parti bizlerin karşısına “Yeni Anayasa”, “Başkanlık Sistemi”, “Yeni Türkiye”, “Çözüm Süreci” gibi söylemlerle çıkıyor ve merkezde bunlar yer alıyor. Bunlar teknik bir mesele olarak kendilerinin bile tam olarak tanımlayamadığı şeyler. Bizim gibi sıradan insanların bunları açık seçik olarak tanımlayabilmesi ne ölçüde bekleyebilirler?
Bu söylemlerin ayrıca uzun bir geçmişi yok. Kendilerine yakın birkaç gazetecinin TV’lerde konuşmasıyla mı bunlar hallolacak ve AK partiye destek gelecek? Bizleri yakalayan, AK Partiye çeken, önceki gerilimler yerini gerçekte içleri boş teknik şeylere bırakarak itmeye başladı. Sadece söylemle sınırlı değil; tavırlarla, düşüncelerle, hassasiyetin azalmasıyla, kendisini anlayanlara karşı bir mesafeye oluşuyor. Seçimler yakınlaşmışken mesafenin bu denli uzaması, kendi iddialarını şüpheli hâle getiriyor ve Sakarya’da iddia edilen “7-0 olur”a içten içe inanılmayan Partililer üretiyor. Kimden gelirse gelsin nerden gelirse gelsin her türlü eleştiriye kulak tıkayan AK Parti, umarım seçimden sonra kısık çıkan sesleri bir çığlık olarak duymaz.
