Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün aday tanıtım toplantısında çok önemli bir konuşma yaptı. Pek çok konuda olması gerekenleri ve izlenecek olan vizyonu anlattı. Hepsini tek tek yazmaya gerek duymuyorum…

Ancak Başbakan’ın konuşmasında değindiği bir konu var ki, Sakarya için “hayati” önem arzediyor. Başbakan Erdoğan birçok defa yaptığı konuşmalarda şehircilikten ve şehir kurmaktan bahsediyor hem de“ısrarla” bahsediyor.

Başbakan, “dikey” büyüme değil “yatay” büyümeyi gündeme getiriyor. Çok katlılardan değil torunlarımızın gurur duyacağı şehirlerden bahsediyor. Başbakan:“Şehir ve insan birbirinin aynasıdır, Öyle şehirler kuralım ki şairler o şehirlere şiirler yazsın. Şehri o şehrin bütün sakinleri idare eder” diyor.

Başbakan bu örnekleri verirken bir konunun da üstünü özellike çiziyor “Burada kentsel dönüşümlerden bahsetmiyorum” diyor. Yani betonlaşmış yaşamın kabul edilemez olduğunu söylüyor.

Başbakan’ın şu sözlerini bir kenara not edelim: “Bize sadece beton bilgisi lazım değil. Bize sadece asfalt bilgisi lazım değil. Bize yaşanabilecek bir şehir muhayyilesi lazım. Şehirlerimiz insan için imar edilmiştir. İnsanın hizmeti için imar edilmiştir. Şehir en çok da çocuklar için tasarlanmıştır. Torunlarımıza gurur duyacakları şehirleri miras bırakmalıyız. Öyle şehirlerimiz olsun ki şarkılara konu olsun. Şehirlerimizin bir dili, felsefesi olsun…”

Başbakan şehircilik ve şehir hayatıyla ilgili olan bildik “müteahhit” kafasının artık terkedilmesinin hayati bir zaruret olduğunu söylüyor…

Tamam Başbakan bunları söylüyor ama acaba Sakarya’yı yöneten Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, bu konuda ne söyledi, neler yaptı?

Hafızalarımızı tazelemek zorundayız, “aklın yolu bir” derken deyim olsun torba dolsun diye söylemiyoruz.

18 Haziran 2013 Günü Ofis Sanat Merkezi’nin açılışında Başkan Zeki Toçoğlu tam da Başbakan’ın bugün söylediklerini söylememiş miydi?

Toçoğlu o günkü konuşmasının büyük bir bölümünü şehirciliğe ayırmış ve özetle şunları söylemişti:“Platon’un ‘bir şehir kurmak erdemdir’ hükmünü hatırlayacak olursak, biz yerel idarecilerin görevinin, sadece alt yapı ve üst yapı yatırımlarını şehir sakinleriyle buluşturmakla sınırlı olmadığını daha iyi anlarız. İçinde mutlu bir hayat süreceğimiz şehirler inşa etmek, güzel bir çevre oluşturmak için sanatsal ve mimari anlamda çok hassas davranmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bunu yaparken elbette zamanın ruhunu en iyi şekilde okumalıyız. Ancak değişirken kendimiz kalarak değişmeyi de başarmak mecburiyetinde olduğumuzu asla unutmamalıyız. Bu şehrin sokaklarında musikinin tınısı, bu şehrin meydanlarında şiirden, romandan, öyküden, mimariden, fotoğraftan, resimden bahsedilmesi bizim geleceğe ilişkin daha umutlu olmamızın teminatıdır. Biz tüm çalışmalarımızı bu düşünce ve hissiyatla gerçekleştiriyoruz.” Dememiş miydi?

Başbakan’ın çok uzun zamandır söylediklerini, Başkan Toçoğlu en başından beri anlamış ve uygulamaya koymuş. Şehircilik konusunda Başbakan’ın ve Başkan Toçoğlu’nun sözlerini alt alta koyduğumuzda “ortak akıl”dan hem de gerçek bir ortak akıldan bahsedebiliriz.

Başbakan diyor ki: “Öyle şehirler kuralım ki şairler o şehirlere şiirler yazsın.”

Başkan Toçoğlu ne demişti: “Bu şehrin sokaklarında musikinin tınısı, bu şehrin meydanlarında şiirden, romandan, öyküden, mimariden, fotoğraftan, resimden bahsedilmesi bizim geleceğe ilişkin daha umutlu olmamızın teminatıdır…”

Başbakan Erdoğan açık ve net bir biçimde “yüksek” katlı şehirlerin olmasını istemiyor, bunu sıklıkla ve önemle vurguluyor.

Hafızalarımızı tekrar tazeleyelim. 21 Ekim 2013 tarihinde yapılan Sakarya Büyükşehir Belediyesi Ekim Ayı Olağan Meclis toplantısında konuşan Başkan Zeki Toçoğlu: “Şehrimizde yüksek katlı konut yapılmasına şiddetle karşıyım. Bizim binalarımız daha önce de deprem yönetmeliğine göre yapılıyordu ama 4 bine yakın vatandaşımız vefat etti. Vatandaşlarımızın yüksek katlı binalarda oturmasına gönlüm razı değil" dememiş miydi?

Şunu çok rahat söyleyebiliriz ki Başbakan Erdoğan’ın vizyonu ve öngörüsü, Başkan Zeki Toçoğlu tarafından kesinlikle anlaşılmış ve ona göre çalışmalara çoktan başlanılmış. Başkan Toçoğlu tüm gücüyle yüksek kata direniyor. Bu konuda olması gerekeni yapıyor. Yaparken de açık açık söylüyor ve uyguluyor.

Fakat Sakarya’daki bazı belediye başkanları Başbakan’ın anlayış ve vizyonundan çok uzaktalar... Birçok konuda olduğu gibi şehircilik konusunda da Başbakan’ın söylediklerini anlayamıyorlar!

Hala yüksek kat diye tutturan belediye başkanlarımız var. Başbakan’ın önemle vurguladığı vizyonun fersah fersah uzağındalar!

Sakarya’da artık bunları konuşalım...

Asfaltı, parkı, oyun bahçelerini herkes yapıyor. Hayat standardı bu çalışmaları zaten “mecburi”kılıyor. Bunların üstünden başarı politikaları uydurmayalım.

Şehir kurmayı konuşalım, ama öyle kat kat beton yığınına dönüşen “suni” hayatların var olma savaşı verdiği, renksiz, ruhsuz yaşam alanları değil, her yönüyle gelece miras bırakabileceğimiz şehirler…

Yapanları her daim anacağız, parti ideoloji gözetmeden. Önümüzde bir Kırkpınar örneği var o dönemin Belediye Başkanı Niyazi Bağdat Kırkpınar’ı hangi anlayış ve vizyonla dizayn etmişti. Kırkpınar yanı başımızda, olanca güzelliğiyle huzur veriyor, geleceğe “bende varım” diyor adeta…

Serdivan örneğimiz var mesela…

Örnek gösterilecek bir mimari ve şehircilik anlayışı uygulanıyor Serdivan’da. Üstelik çok kısa bir zamanda büyük başarılar elde edildi. Serdivan’ın dokusu, ruhu, tınısı değişti. Bu örnekleri çoğaltmalı, Başbakan’ın ısrarla üstünde durduğu ama bizim birçok belediye başkanımızın anlamadığı “beton”anlayışını terk etmeliyiz.

Önümüzde bambaşka bir süreç var. İnsanlar yaşam alanlarını sadece “3 oda bir salon” mantığıyla seçmek istemiyor. Kendi ruhu olan bulunduğu coğrafyanın kimliğini sembolize eden yapılar istiyor. Ruhsuz, kimliksiz ve beton yığınından başka bir görüntü vermeyen “çimento-taş” karışımı bir hayatın dayatılmasına karşı durmak zorundayız…

Bu anlayışla yeni şehirler inşa etmek bir lüks değil artık mecburiyetir!

Yeni dünya sürecini ve yaşam standartlarının bambaşka yöne kaydığını anlayamayan belediye başkanlarının da devrini bitirmeliyiz!

www.twitter.com/gazetecibo