7 Haziran seçimlerinde milletvekili aday listelerinde yer almak için çaba gösteren aday adaylarının çalışmalarını hepimiz görüyoruz.

Sakarya’da AK Parti’nin 7 kişilik listesinde yer almak için 73 isim başvuruda bulunurken CHP ve MHP’de ise mütevazı bazı girişimler yaşanıyor.

Özellikle CHP’nin 7 Haziran seçimleri öncesinde, Sakarya siyasetinde oldukça etkisiz bir görüntü veriyor olması dikkat çekici.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta gazetecilere yaptığı açıklamada hedeflerinin yüzde 35 olduğunu söyleyerek aslında AK Parti karşısında seçimden galip çıkmak gibi bir dertlerinin olmadığını, kendisi için aslolanın oyunu arttırmak olduğunu dile getirdi.

Hal böyle olunca, genel başkanın daha şimdiden seçimler için havlu attığı ortaya çıkınca tabanın bundan olumsuz etkilenmemesini beklemek mümkün değil.

Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri CHP tabanının seçimler öncesinde moralini bozdu.

Ayrıca genel başkanın bu talihsiz açıklamasının yanı sıra CHP’nin geçmişten bu yana Anadolu insanıyla yaşadığı derin çatlağı da ekleyelim...

Yine devlet bürokrasisi içine gizlenmiş, kendi gruplarının menfaati doğrultusunda devletin imkanlarını kullanan, siyasete her türlü müdahaleyi kendine hak gören, insanların özel hayatını hukuksuz bir şekilde dinleyip, yatak odalarına kadar girip bunları servis eden, İsrail’in taşeronluğuna soyunan paralel yapıyla CHP’nin kesişen yolları ve stratejik ortaklığı da cabası...

AK Parti’nin Yeni Türkiye söylemi karşısında CHP’nin eski Türkiye’yi temsil eden bir pozisyona düşmesi…

Ve...

Statükocu, ulusalcı, aşırı devletçi, yasakçı ve özgürlüklerin gelişmesinin önünde engel bir yapı olarak algılanması CHP’nin 7 Haziran seçimleri öncesi işini iyice zorlaştırıyor.

Toplum CHP’ye karşı mesafeli duruyor. Toplum geçmişte işlediği günahlardan bir türlü gereken dersi almadığı, bu günahlardan kurtulmak yerine hala, büyük bir hevesle bu günahları işlemeye devam ettiği için CHP’ye yaklaşmıyor.

Burada daha ilginç olan husus ise CHP’nin bunu görerek bir türlü kendini yenileyememesidir. Bugün AK Parti yeni bir Türkiye’den bahsediyor. Daha özgür, daha adil, daha demokratik bir cumhuriyet diyor. Dünya ile iletişime geçmiş, Balkanların, Kafkasların, Ortadoğunun sorunlarını kendi iç sorunu olarak gören evrensel bir dil kullanıyorken, CHP 1940’ların Türkiye’sine dönmeyi arzu ediyor.

Yazının başlığına taşıdığımız şu basit soruyu sormalıyız; “CHP bugün Sakarya’ya, Sakaryalı’ya ne vaat ediyor” Bu soruya verilecek gerçekçi cevapları çok merak ediyorum.

CHP nasıl bir hayat tarzı vaat ediyor, ne söylüyor, nereden konuşuyor, kime konuşuyor?

CHP, Yeni Türkiye idealine karşı nerede duruyor? Kafayı kuma gömerek siyaset yapma dönemi bitti.

Sürekli bağıran, eleştiren, yeni bir şey üretemeyen, geçmişi kutsayan, memleket yanıyor, bitiyor edebiyatı yapan bir partinin başarılı olması mümkün değil.

Sokakta gezin, vatandaş ile görüşün, halkın tepkisini alın, gençlerle konuşun acaba CHP hakkında yazdıklarımızdan farklı mı düşünüyorlar?

Hayır, belki daha sert eleştirenleri göreceksiniz. CHP hayatımıza sürekli bir şekilde olumsuzluk pompalayarak kendi eksiklerini kapatmaya çalışıyor. Ama bu yönteme artık kimse pirim vermiyor.

CHP’nin bu soruları kendine sorması gerekiyor; Karasulular neden bize oy vermiyor?

Hendekliler neden bize güvenmiyor, Arifiyeliler ile nasıl aynı dili konuşabiliriz, Karapürçek’te neden güçlü değiliz, Çaybaşı halkını ne zaman küstürdük, Topağaç köyüne neden giremiyoruz…

Ve CHP’lilerin kendilerine şu soruyu sorması gerekiyor, herkes cahil, akılsız, tembel de, biz tek biz mi akıllıyız be birader!