Apart yapıların toplumsal yapımıza ters düşen bir yanı olduğu, çok ama çok üzülerek söylemek gerekirse bazı apartların günü birlik kullanıldığı yönünde ortaya atılan iddialar ister istemez toplumun geniş kesimlerinin tepkisine neden oluyor.

İşin bu kısmı, ahlaki olarak büyük bir soruna işaret etmekte. Bu konuda tereddüde yer yok.

Eğer gerçekten insanların zaaflarından yararlanarak, bu yapılarda ahlaki açıdan sorunlu bazı işler oluyorsa bu toplum olarak hepimizin sorunu olmasının yanı sıra öncelikli olarak emniyetin mücadele alanına girmektedir.

Ancak burada kamu otoritesinin insanların özel hayatına ve özgürlüğüne doğrudan bir müdahalede bulunmasından bahsetmiyoruz. Ahlaki olarak sorunlu görülen hususların sadece apartlarda görülmesinden de bahsetmiyoruz.

Burada altını çizmeye çalıştığımız husus, bu yapıların normal hanelere göre daha serbest kullanılmasından ötürü yaşanması muhtemel sıkıntılardır.

Bu işin bir yanıdır. Yazımızın ana iddiası ise apart sorununun sadece ahlaki düzlemde tartışılmasının çok doğru olmadığı yönündedir. Apartlarla ilgili bir efsane oluşturmak doğru değildir.

Kulaktan dolma bazı iddialarla apartların tamamını töhmet altında bırakmak elbet mantıklı da değildir.

Bu konuda elimizde duyumların ötesinde bazı veriler olmalıdır. Bu nedenle apart sorununu sadece ahlaki bir sorun olarak görmek ve tartışmayı bu noktaya taşımak hem rasyonel değil hem de burada yaşayan insanların rencide edilmemesi için doğru da değildir.

Daha açık söylemek gerekirse apart otelleri nahoş kelimelerle yan yana getirmek sağlıklı değil.

Tüm bunları bir kenara koyup apart meselesini daha soğuk kanlı bir şekilde tartışmamız gerekmektedir. Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun, geçtiğimiz günlerde SAÜ Rektörü Muzaffer Elmas’ı ziyaretinde bu konunun gündeme gelmesiyle yapılan açıklamalarda apartlar konusunda bilimsel bir araştırma yapıldığını öğrendik.

Konunun bu düzlemde mercek altına alınması, belli bir ciddiyetle bilimsel bir araştırmaya konu edinmesi apartlarla ilgili ortada ciddi bir sorun olduğunu da gösteriyor.

Toçoğlu’nun, "Araştırmalarda, üniversite eğitiminin sadece sınıfın içinde devam eden bir süreç olmadığı belirtiliyor. Bilimsel olarak apartlarla ilgili yapılan araştırmalar ortada bir sorunun varlığını gösteriyorken biz bu duruma kayıtsız kalmamalıyız. Gençlerimizin entelektüel anlamda kendilerini geliştirmesi ve kimlik kazanma süreçlerinin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için biz de Sakarya Büyükşehir Belediyesi olarak bu konuda bilimsel olarak ortaya çıkan neticeleri göz ardı edemeyiz.” Sözleriyle;

Rektör Elmas’ın, “ABD`de birçok üniversite, öğrencilerin kimlik kazanmaları için ilk iki yıl kendi yurtlarında barınmayı şart koşuyor. Üniversite eğitiminde öğrenciler aynı zamanda kendi kimliklerini de oluşturuyor. Apartların durumu eğitim açısından bu anlamda büyük bir sorundur. Üniversite öğrencilerimizin ortak çalışma mekanlarının bir arada olması gerekmektedir” şeklindeki sözleri apart konusunun yeni boyuta taşındığını gösteriyor.

Ve bu noktada karşımızda nasıl büyük bir tehlikenin olduğunu görüyoruz. Apartların üniversite öğrencilerinin gelişimini olumsuz yönde etkilediği bilimsel araştırmalar neticesinde ortaya çıkmışken artık bu sorunu görmezden gelemeyiz.

Sakarya Üniversitesi öğrencilerinin gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen apartlarla ilgili olarak atılması gereken adımlar bir an önce atılmalıdır.

Bu adımlar atılmadığı taktirde, bu olumsuzluklar bir çok anlamda eksiklikleri beraberinde getirecektir.