Siyasi etik denen bir şey vardı eskiden.

Kaybeden sonuçlarına katlanır.

Ceketini alır giderdi.

Kısacası seçmeninin karşısında yüzü kızarırdı.

Hatta siyaseti bırakır işine bakardı.

Benden iyisi gelsin derdi.

Yenilgi

Yenilgi

Yenilgi

Hizmet diyor ama istifa yok.

Önümüzdeki seçimlere hazırlanıyoruz diyorlar.

Sanki bu güne kadar bir başarı yakalamışlar da önümüzdeki genel seçimlere hazırlanıyorlar.

Vay be.

Seçmenden utanma da yok.

Ak Parti seçimi her şeye rağmen, koalisyonlara rağmen kazandı sevinen muhalefet.

Sanki başarı elde ettiler.

Çatı çöktü beyler.

Çatının altında kaldınız.

İl, ilçe ve genel merkez yöneticileri istifa kurumunu kullanın.

Aklınıza gelmiyor biliyorum.

Koltuk sıcak.

Ancak kaynayan kazan var.

Yapmayın.

Seçmene saygılı olun.

Genel seçimde de seçmen sizin bugünkü tutumunuzdan dolayı oy vermeyecek.

Sandığa gitmeyecek.

Bu ne pişkinlik.

Yerel siyaset adamları.

Sokak size ne diyor.

Şöyle etrafınıza bakıyor musunuz?

Bakın.

İyi bakın.

Belki yüzünüz kızarır.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmel beyin aldığı oy belli.

Yüzde otuz sekiz.

On iki parti bir cemaat.

Bölüşün bakalım.

Her parti kendine yontuyor.

Keser gibi.

Hep bana hep bana.

Kaybettiniz arkadaş.

Başka yorumu yok.

Alın ceketinizi çıkın gidin ki ileride size saygı duyulsun.

Seçmen vefalıdır.

İleride sizi mutlaka hak ettiğiniz yere getirecektir.

Ancak bu gün seçmene siz istifa ederek saygı göstermeniz gerekiyor.