Sakarya`mızın Orhan Camii restorasyonu gerçekten çok başarılı bir çalışma olmuştu, bunun için şahsım adına Sayın Zeki Toçoğlu`na saygılarımı sunarım. Açılışın ardından olumlu olumsuz bir çok eleştiriye şahit olduk, ancak bu kişinin beklentisine göre değişir. Bence; çok başarılı, özellikle çevre düzenlemesi bana her ziyaretimde keyif veriyor.

Kolay değil, 1325 yılından bu güne ibadethane olarak kullanılan bu cami o tarihten bu yana dört deprem yaşamış ve her seferinde yenilenmek zorunda kalmış. Dolayısıla tadilatlarda kültürel yapısına elden geldiğince sadık kalınmak istenmesine rağmen bazı değişiklikler olmuş olabilir. Beni etkileyen bir yönü de; Cumhuriyet ilanından sonra atanan ilk imamın, bugün basketbol dünyasının yıldızlarından Mehmet Okur`un dedesi Boşnak Mehmet lakaplı Mehmet Okur olup, kırk yıl bu camida görev yapmış olması.

Uzun Çarşı`mızda, her ne kadar camimiz kadar eski değilsede, ve kesin bilinmemekle beraber, 1700 yıllarının başlarında yapılmış, 1800 yıllarında Osmanlı rumlarının mimari süsleri ile bezenmiş, manifaturacılar çarşısı diye anılırmış. Buraya her ziyaretimde aklıma hep İstanbul`un kapalı çarşısı gelir ve içimi hüzün kaplar. Geçmişinde ki güzelliklerin özlemini duymaz mı bu çarşı acaba? Bir zamanlar Sakarya`nın en güzide yeri olan, Boşnak ve Acem tacirlerin birbirleriyle kurdukları sıcak dostluk aurasının hakim olduğu, Uzun Çarşı bu günkü haliyle hiç de iç açıcı görünmüyor. Yerleri bir süre önce onarıldı ama, bu hiç de yeterli olmadı. Nostaljik bir havayı teneffüs etmek istiyor insan orada, sanki geçmiş günlere dönmeye çalışan, tarihi çarşının sesini duyar gibi olursunuz, içinizdeki sesi dinlerseniz.
Acaba bu çarşımız için de bir şeyler yapılamaz mı? Neler yapılabilir derseniz, inanın bu konuda hiç fikrim yok. Niyetim, yapılabilecek birşeyler var ise, yetkililerin belki bu konuya biraz dikkatini çekmek…

Sevgiyle, hoşçakalın...