Önceki gün zihinlerimizi tazeleyen ürkütücü bir haber ile başladık.

Medyada yer alan haberde ısrarla kullanılan başlık “korkutan açıklama” şeklindeydi.

Kandilli Rasathanesi Marmara`da 3 yıl süren araştırmanın sonuçlarını açıklamış. Araştırma sonuçlarından alınan veriler fay hatlarında 99 depreminden önce kaydedilen gerilimden daha fazla bir yüksekliğe ulaşıldığını ortaya koymuş.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü`nden Prof. Nurcan Meral Özel`in açıkladığı projede, Adalar fayında en çok 7 büyüklüğünde deprem üretecek enerji biriktiği bilgisi paylaşılıyor.

Prof. Dr. Özel, Adalar`daki enerji birikimin son derece yüksek olduğunu söyledikten sonra; "Gerilimin 99 depreminden önce kaydedilen gerilimden daha fazla bir yüksekliğe ulaştığını" söylüyor.

Yani işin mühendislik terminolojisindeki teknik açıklaması; “sıkışan ve gerilen fay hatlarının olası bir depremin kapımızda olduğunu göstermesi”

Durum bu! Açıklamanın bam teli ise deprem görmüş yüksek katlı yapılarla ilgili.

Ki o da şöyle; 7 büyüklüğünde oluşacak bir deprem, Sakarya’daki hasarlı binalar üzerinde etkili olacaktır.

Özellikle 99 depreminden önce yapılan yüksek katlı binalar konusunda mutlaka gereken önlemler alınmalı.

Yeniden bir yıkım yaşamamak için herkese büyük görev düşüyor.

Bu görev meselesi önemli. Bu sütunlarda birkaç kez bu meseleyi gündeme getirdik.

Depremi yaşamış yüksek katlı binalar konusundaki hayati dokunuşlardan bahsettik.

Bu konuda ne kadar mesafe alındığını öğrenmek istedik?

Büyükşehir Belediyesi tarafından tespiti yapılan orta hasarlı, deprem görmüş yapılarla ilgili sürecin ilçe belediyelerinin sorumluluğunda olduğunu artık biliyoruz.

Orta hasarlı binaların yıkılması ve iskâna kapatılması ilçe belediyelerinin görev alanına giriyor.

99 yıkımını yaşamış bir şehirde halen orta hasarlı binaların yıkılmasını konuşuyor olmak nasıl bir ironidir!

Sakarya’da kati surette orta hasarlı bina kalmamalıdır.

Kalmamalıdır kalmasına ama…

Ama işte…

Geçtiğimiz dönemlerde sorduğum ve ne yazık ki güncelliğini yitirmeyen o soruyu tekrar sormak istiyorum;

İlçe belediyeleri orta hasarlılar konusunu niçin bir türlü gündemine alamıyor?

Kandilli Rasathanesi gün be gün açıklamalar geçerken, depremin tıynetine karşı bu meydan okumaya kalkışmak nedendir?

Ortak hafızalarımızda oldukça kötü anılar barındıran bu yapıların hala ayakta olması nasıl izah edilecek?

Bu binalarla ilgili yapıcı adımlar atılamıyorken, insan odaklılıktan nasıl bahsedilebilir?

Bu sorular dilimizdeki tüyleri yiyip bitirmeden gerekli adımların atılması en büyük temennimiz.

Hatta temennimiz de değil, isteğimizdir!

Bir sonraki adıma kadar Kandilli’nin söyledikleri bir kulaktan girer diğer kulaktan çıkmaz ve en önemlisi de çok geç olmaz inşallah…

TWiTTER: @MAHİROGLU5454

MAİL: OMERMAHİROGLU5454@GMAİL.COM