Etrafına meraklı gözlerle bakanlar için şehrin dört bir yanı panayır yerine dönmüş durumda. Bu aralar nerede bir fotoğraf makinesi, nerede bir kamera görsem sadece bunu düşünmeye başladım.

Malum aday adaylarımız şehrin dört bir yanında kaldırımları arşınlıyor, STK’larla buluşuyor, önemli programlarda boy gösteriyor, kendilerini tanıtıyor.

Genel Seçim gündemine balıklama dalmadan önce hakkında malumatım olduğu birçok aday adayını hayretle izliyorum örneğin.

Bu nasıl bir image maker illüzyonudur!

Resimlerden, kataloglardan gördüğüm üzere ‘abiler hâlbuki ne kadar da yakışıklı adamlarmış’ yorumlarını yapıyorum kendimce.

Grand faça giyinerek, Nasrettin Hoca’ya inatla ‘Dünya’nın merkezi burası’ dedikleri o küçük kalabalıklardaki halleri beni inanın güldürüyor.

Ucuz Roman’daki efsane sahneyi hatırlayın; damardan alınmış yüksek doz sonrası etrafa anlamsız gülücükler saçan John Travolta gülüşlerine sahipmiş meğerse herkes.

Fotoğraflardan, videolardan anladığımız, anlaşılması gereken de bu olsa gerek!

‘Benim neyim eksik’ diyerek yola çıkanlara, ‘benim ondan neyim eksik’ diyenlerin takipçiliği eklenince siyaset arenası hiç olmadığı kadar canlı ve heyecanlı bir seyir aldı.

Yazılı ve görsel basında, günün her saatinde iç ve dış siyasete dair çarpıcı açıklamaları, anlık skorları naklen yapılan yayınlarda görüyoruz değil mi?

Şimdi burada bir parantez açmamız gerekiyor. Peki mütevazı yürüyüşleri takdire şayan abiler soruyorum sizlere;

-Gezi Olaylarında neredeydiniz? Süslü cümleler, anlık skorlar neredeydi?

-Çözüm Sürecinde kaçıncı uykunuzu uyuyordunuz?

-Ümmet coğrafyası kan ağlarken ses telleriniz neden bir türlü titreyemiyordu?

-Suriye’de kafalar karıştı, Orta Doğu üçgeninde gayet de mumyalaşan bir tablo vardı? Neden şimdi?

-Himmetti, hizmetti, paraleldi, üçgendi bu kavgada neden hep geri durmayı tercih ettiniz?

Kim olduğumuz sorusuna cevap ararken, kim olacağımız sorusuyla kafalarımız karışmış durumda!

İsmet Özel’in mealen dediği gibi, kim olacağınızı düşündüğünüzde de kim olmak istediğiniz sorusu peşinizi koyvermiyor değil mi?

Yıllardır inatla istikamet üzere yol alan hakiki aday adaylarıyla aynı saftaki bu kişiler inanın en tehlikeli vekil adayı tipimizdir.

Anlıyor ve takip ediyoruz; nereye gitme gayreti içinde olduğunuz belli. Ancak önemli olan nerede olduğunuz ve durduğunuzu unutmamanız olmalı.

İnanın vekillik sonrası her birinize yetecek kadar da bakanlık söz konusu değil! Bu kesin inançlılığı ve bakanlık garantörlüğünü de neye bağlamak gerekiyor!

Geometrinin temel kuralıdır; aynı şeye eşit mesafede olan şeyler, birbirlerine de eşittirler. Çıkılan bu yolda hedef belli, mesafe belli, eşitlik de aynı olduğuna göre iyi ve kötü polisi ayıracak olan sadece zihniyetler olacak.

Bu yüzden bu prototipin daha fazla bağırmaya, daha hırçın randevulara ve biraz daha yakışıklılığa ihtiyacı var.

Biliyor ve inanıyorum ki ağır toplarla aynı kareye girmek için slalom yapmanızı sağlayan o ateşli duygularınız da yakında bir avuç kül olarak elinizde kalacak.

En iyisi hazır sonuç belliyken bu kölelikten kurtulmak!

iletişim / [email protected] Twitter: @mahiroglu5454