Önceki gün Sakarya Üniversitesi’nde seçim heyecanı yaşandı. 903 SAÜ’lü öğretim üyesi yeni dönem rektör adayını belirlemek için sandığa gitti.

Seçimden büyük oy farkıyla mevcut rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas’ın isminin çıktığını yerel basından takip etmişsinizdir.

Elmas Hoca, 903 akademisyenin 640’ının oyunu alarak, 2010 yılında almış olduğu oyu neredeyse 3 katına taşımış oldu. Böylelikle büyük bir zafere de imza attı.

Öncelikle seçimlerin başta SAÜ olmak üzere tüm şehre hayırlı olmasını dileyelim.

Önümüzdeki günlerde seçim sonuçları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın masasında olacak. SAÜ’nün iradesinin tam anlamıyla sandığa yansıdığı bu sonuç akabinde Elmas’a yeni dönemin hayırlı olmasını şimdiden dileyebiliriz.

SAÜ’nün şehrin en önemli paydaşlarından biri olduğunu bu satırlardan birkaç kez ifade etmiştik.

Üniversite ve şehir yöneticileri arasında, yönetim süreçlerine bilimsel odaklı yaklaşımlar getiren etkili politikalar izlendi. Akademik çalışmalar neticesinde elde edilen somut veriler ise proje hazırlama, yapım ve sonuçlandırma aşamalarına başarılı bir şekilde dâhil oldu.

Elmas Hoca’nın başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Serdivan ve ilçe belediyeleri, STK’lar ve diğer paydaşlar nezdinde ciddi bir karşılığının olduğunu söylemeye dahi gerek yok.

Peki, Elmas Hoca’nın böylesine ciddi karşılıklar bulan güçlü sosyal karizmasının altında yatan neydi?

Nasıl bu kadar destek buldu ve buluyor?

Her şeyden evvel Elmas Hoca, 2010 yılında görevi devralmasıyla birlikte üniversitedeki militarist yapının bir an evvel dağıtılması gerektiğini savundu. Bu yönde somut adımlar attı. Eldeki verileri iyi değerlendirdi.

SAÜ akademisyen ve öğrencilerinde, ‘SAÜ’nün kendisine özgü bir ortamının var olduğu düşüncesi’ ciddi stratejilerle oluşturuldu.

SAÜ’de ideolojik tercihler yerine bilgi ve beceriler öncelikli bir konuma getirildi. Bu anlamda Elmas Hoca’nın ifade ettiği ‘Üniversiteyi politik yönetmedik’ vurgusunun çok değerli olduğunu düşünüyorum.

Ortadoğu Enstitüsü gibi yeni yapılar oluşturularak, ‘SAÜ’de evrensel normlara uygun bilim üretmek istiyoruz’ diyen genç akademisyen ve öğrencilerin önünün açılması da ıskalanmamalı.

Bu amaç doğrultusunda SAÜ Kütüphanesi’nin yeniden yapılandırılması da önemli bir ayrıntıdır. Bugün neredeyse tarihi Kurtuba Kütüphaneleri’ndeki doküman sayısıyla karşılaştırılabilecek sayıda eserin yer aldığı bir üniversite kütüphanesine sahibiz.

Şehir yöneticileriyle sağlanan uyum ise üstüne basa basa ifade edilmeli. Sakarya’da yakalanan birlik ortamının ana hatlarından biri hiç şüphesiz ki Sakarya Üniversitesidir.

Bu anlamda akademik referanslarla şehir yönetimine ciddi katkılar sunuldu. Elmas Hoca’nın ‘Şehrin sorunlarını tez konusu yapacağız’ çıkışı bile bunun açık delilidir.

iletişim / [email protected] Twitter: @mahiroglu5454

Rektörlük seçimleri öncesi dönemde Sakarya’nın gereklilikleri üzerine ciddi yorumlar da yapıldı. Elmas Hoca bulduğu her fırsatta ‘Sakarya’ya şehir hastanesi gerekiyor’ türünden şehrin farklı gerekliliklerini dile getirdi. Burada etkili bir paydaş pozisyonu aldı, sahiplenici bir tavır takındı.

Bunun yanı sıra Elmas Hoca’nın kişisel olarak etkili bir imaj yönetimi yaptığını düşünüyorum. Bunu bilerek mi yapıyor bilmiyorum. Ancak özellikle Twitter üzerindeki yorumları SAÜ başta olmak üzere diğer üniversite öğrencileri arasında ciddi bir sempati topluyor.

Elmas Hoca popülerliğini, elle tutulur argümanlarıyla besliyor. Soğuk bürokratik labirentler ardında gizlenmek yerine, olumlu bir algı oluşturuyor.

Kişisel olarak yarınların yorgun ve bezgin insanlara ait olmadığını düşünürüm. İnşallah kazanan rahatını terk eden gayretli insanlar olacak. Bu anlamda Elmas Hoca, SAÜ ve Sakarya için rahatını terk etmesini sağlayan, kendisini asla yormayan kaygılara sahip.

Dünya’yı değiştirmek için kullanabileceğimiz et etkili silahın eğitim olduğunu biliyoruz. Elmas Hoca’nın dümenindeki SAÜ’nün Sakarya’yı değiştirmeye devam edecek olması ise büyük mutluluk.

Hayırlı uğurlu olsun…