Hafta sonu Sakaryaspor’un Bodrum’u ağırladığı maçı tribünde izledim.

Öncelikle futbola dair konuşabileceklerimin sınırlı olduğunu ifade edeyim. Çünkü ortada futbol olarak gösterilebilecek hiçbir şey yoktu.

Takım vasat bir görüntü ortaya koydu. İlk 20 dakika dışında Sakaryaspor ‘un esamisi okunmadı.

90 dakikanın büyük bir bölümünde orta saha çökmüş durumdaydı. Oyuncular üzerlerinde fazlaca baskı hissediyor olmalılar ki sorumluluk almaktan kaçındılar.

Tamam, buraya kadar eyvallah. Biz kötüydük de rakip Bodrum çok mu iyiydi peki?

Sakaryaspor’a göre daha diri bir görüntü verdikleri kesindi. Daha organize bir takım vardı karşımızda.

Öyle veya böyle 90 dakika sonucunda taraflar 1’er puana razı oldu, maç 0-0’lık eşitlikle sona erdi.

Kaybedilen 2 puana rağmen Sakaryaspor 3’üncü sıradaki yerini korudu. Yani değişen bir şey olmadı.

Değişen bir şeyin olmadığını taraftar kesinlikle ve kesinlikle anlamadı. Bunu baştan söyleyeyim. Maç sonu, hatta yalnızca maç sonu da değil, özellikle 2. yarıda kenara alınan Sakaryasporlu oyuncular yuhalandı, ıslıklandı.

Bir küfürler bir küfürler…

Adam tribünün en üstünden öyle saydırdı ki ‘bu lafların desibelini ölçecek makine icat edilmiş olamaz’ yorumlarında bulunuyordunuz.

Sağıma baktım, Pazar tatilini 5-6 yaşlarında ikiz kızlarıyla statta geçiren bir baba…

Solumda artık nişanlısı mı eşi mi bilemeyeceğim tatlı bir çift Sakaryaspor’a destek olmak için tribünde…

Çoluk çocuk, eş dost, kadın erkek, genç çocuk ve kızlar gelmişler, sırf Sakaryaspor’u sevdikleri için stadı doldurmuşlar.

Bu nasıl bir Sakaryasporluluktur ki kimseye aldırış etmeden adam kendi öfkesinin şehvetiyle ağız dolusu sövebiliyor.

Hiç mi sağınıza solunuza bakmıyorsunuz?

Böyle destek olur mu?

Adam ortada çıt yokken buluyor fırsatı kendi tek kişilik gösterisini vizyona koyuyor. Öyle böyle sövmüyor. Yahu bu nasıl iştir?

Hangi haklı gerekçeyle milletin kılcal damarlarına kadar nüfus edebileceğinizi sanıyorsunuz!

Genç kızları, küçük çocukları, ailesiyle en az senin sevdiğin kadar Sakaryaspor’u seven insanları neden iplemiyorsun.

Stat senin egonu tatmin edeceğin, iktidarını perçinleyeceğin, ‘racon kesebilen adam’ olacağın yer mi?

Bu kadar da olmaz be kardeşim!

Futbolcuyu yuhala, adamın gıyabında konuşmadığın eşini dostunu bırakma sonra? Hep sen haklı ol!

Bu statlar ileride bir gün nasıl dolacak söyler misiniz? Yeni stat gün sayıyor işte bakın. Nasıl dolduracaksınız. Genç kızlar, kadınlar, aileler nasıl girecek o statlara?

Sen ağzında milim boşluk bırakmadan söven Sakaryaspor sevdalısı (!), kendi eşini, kız kardeşini, kızını getirir misin tribüne?

Küfürleriyle kulakların pasını silen genç, kız arkadaşınla gelebilir misin, çekirdek çitleyip maç izleyebilir misin ortada böyle bir durum varken?

Herkes takımın kendine çeki düzen vermesini konuşuyor ama niçin kimse iğneyi kendisine batırmıyor?

Benim önerim şu:

O ‘kendine gelme’ denen şeyi futbolculardan önce tribünlerden bekleyelim.

Önce kenarda biz kendimize gelelim.

Ekmeğe tuza banıp sevelim ama medeni olanı, Sakaryasporlu olmaya yakışanı, ıskalamayalım.

Kendimiz için değil, Sakaryaspor için yapalım bunu…

TWiTTER: @MAHİROGLU5454

MAİL: OMERMAHİROGLU5454@GMAİL.COM