10 Ağustos’a artık sayılı günler kaldı. Millet olarak siyasi tarih serüvenimizde çok farklı bir evreye ‘merhaba’ diyeceğiz.

Bildiğiniz üzere 2007 yılında yapılan anayasa değişikliğinin ardından ilk defa Cumhurun başını bizatihi kendi oylarımızla Çankaya’ya taşıyoruz. Pazar günü 12. Cumhur Reisini millet kendi iradesi ile göreve getirecek.

Geçmiş dönemlerde olduğu gibi siyasi kaosların, türlü krizlerin birbirini izlediği, ekonomik darbelerin bu kaos ve krizlerden nemalandığı kasvetli seçim ortamlarını geride bıraktığımızı açıkça ifade edebiliriz.

Sonuçta belirleyici olan aslında birilerince en korkulan şey;

‘Milli irade’

12. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Arifesinde Başbakan Erdoğan’ın arayı iyice açtığı artık su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Bunu haberlere her gün konu olan kamuoyu araştırma şirketlerinin yayınladığı anket sonuçları da kanıtlıyor.

Eldeki verileri değerlendirdiğimizde Başbakan Erdoğan’ın 10 Ağustos günü ilk turda Köşk’e uzanacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Önümüzde kullanılabilir sadece 3 gün kaldı. Artık son rötuşlardayız. Yerelden genele gündem siyaset!

Ülkenin genelinde olduğu gibi Sakarya’da da AK Parti vitesi iyice yükseltti. İl Başkanı Recep Uncuoğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ilçe ilçe geziyor, milletin adamına milletten destek istiyor.

Teşkilatın tüm kademeleri başta olmak üzere kararlı, kendinden emin, disiplin ve dayanışmadan asla kopmayan bir kampanya süreci izlenildiğini söylememek büyük yanlış olur.

Özetle ifade edilebilir ki; sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, muhtarlar ve mahalle temsilcilerinin de dahil edildiği bu kampanya süreci AK Parti Cephesinin birlik ve beraberlikten ödün vermeyen net tavrını gözler önüne seriyor.

AK Parti’de İl Başkanı Uncuoğlu ve Başkan Toçoğlu kapı kapı dolaşırken muhalefette durumlar nasıl gelişiyor?

Açıkça ifade edelim; AK Parti’nin bu son 100 metredeki tüm çıkışlarının ardından muhalefet tamamen yarış dışı kaldı.

Yine bu son metrelerde Başbakan Erdoğan’ın yeni reklam filmi 10 Ağustos zaferine adeta selam durdu!

Böyle bir ortamda MHP Ferizli Belediyesi Meclis Üyesi Nadide Dülger de partisinden istifa ederek, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan Erdoğan`ı destekleyeceğini açıkladı.

Böyle dönemlerde böylesi gelişmeler daima önemli olmuştur. Pastanın çileği de artık yerini buldu anlayacağınız!

Muhalefet cephesinde süreç adım adım ‘fiyaskoya’ yaklaşıyor!

Bir yanda zafer gününe attığı her adımla selam çakan, birlik ve beraberlik olguları üzerinden şekillenen bir miladın adı konulurken,

Diğer yanda kopuk, stratejik arka planı baştan sona sorunlu bir kaçak yapının varlığı tescillenmiş durumdadır.

Şehirde resmen deprem yaşanıyor!

Sakarya’da Ekmel Cephesinin hali içler acısı… Kampanya düzenleme süreçleri sorunlu, reklam-hedef kitle arasında şarampolden yuvarlanmış bir faciadan söz ediyoruz.

Çalışma yok, ‘kapı kapı dolaşalım’, ‘sıkılmadık el bırakmayalım’ ayarında resmi olsun gayri resmi olsun bir çaba yok!

Paydaşlar, ortaklar, birlik, beraberlik, ortak aklı önceleyen yönetim sistematiği, medeniyet tasavvuru, gelecek vizyonu hepsi sular altında kalmış gemi enkazı adeta!

Meydanlarda demokrasi şenliği yapan, özgürlüklerden, anayasadan, katılımcı demokrasiden, yenilenmesi gereken bürokratik sistemden söz eden yok!

Propaganda sürecinde Bahçeli Sakarya’ya uğramadı. Kılıçdaroğlu zaten gelmedi. Kendisi gelse de adeta bir paratoner gibi tüm gafları şahsında toplamıyor mu zaten?

MHP’nin genç İl Başkanı Levent Bülbül mü nerde? Bülbül zaten seçim öncesinde de sadece Çarşamba günleri basın toplantılarıyla ‘bende buradayım’ diyebiliyordu. Şimdilerde o da ortalıkta yok!

CHP’li İl Başkanı Oğuz Can Curoğlu’nun adını bilen, simasını tanıyan zaten kim var?

Başbakan Erdoğan 16 Temmuz’da geldi. Ramazan ayında meydanı dolduran on binlerle buluştu. Yeni Türkiye yolunda hedeflerini, öncü ülke Türkiye vizyonunun temel dinamiklerini anlattı.

Kestirmeden söylemekte yarar var: Erdoğan attıkça muhalefet seyrediyor. Erdoğan’ın attığı kadar bir o kadar da kendi kalesine gol atan bir muhalefetle karşı karşıyayız.

Artık sadece gerçekleşmesini gün be gün beklediğiniz koca bir yenilginin yolunu gözlemekten başka elinizden bir şey gelmiyor! Haklısınız ve gayet mantıklı,

Hal böyle olunca koşmaya, yorulmaya ne hacet!

İletişim; [email protected]