‘Koalisyon’ terimi, genellikle “kurmak” eylemiyle dilde yer alır fakat gerçekte burada olan şey; kurulan bir yapıdan ziyade, yıkılan bir yapıyı ayakta tutmaya çalışmaktır. Hele hele siyasi birlikteliğin ifadesi olarak koalisyon, herhangi bir nesneyi oluşturan parçadan daha bozucudur.

Bunun nedenini biraz da siyasal algıya yüklenen anlamda aramak gerekir. İdeal siyasal sistem olarak öngörülen “Demokrasi”; koalisyonu, uzlaşımın, katılımın, farklı siyasal eğilimlerin temsilini artırıcı bir unsur şeklinde tanımlar.

Dolayısıyla koalisyon üzerinden siyasal gerginliklerin ve kutuplaşmanın azalacağını öne sürer. Aslında sorun tam da bu noktada kendini gösterir: Bir koalisyon, ne denli geniş çapta olursa olsun, o koalisyona katılmayanlar, kendilerini siyasal olarak ifade edememiş olurlar, dışarıda kalırlar. Bazen koalisyonu kuran niceliksel sayı, dışarıda bıraktığı sayıdan oldukça düşük kalır. Mesela; % 40’ın %60’ı yönetmesi gibi.

Bazı ülkelerde bu sayı daha düşer. Dışarıda bırakılanlar, %70 vb. sayıya ulaşır. Burada yapılan en büyük siyasal illüzyon, demokrasinin herkesi aynı ve eşit ölçüde siyasal yönetime katıldığına ikna etmektir. Oysa ne işleyiş bakımından ne de yapısı bakımından bu mümkün değildir. İllüzyon sadece bununla sınırlı kalmaz. Başka bir illüzyon ise düşünsel alanda devreye girer: Demokrasiye bu ve benzer eleştiriler getirenlerin, “totaliter” zihne ve eğilime sahip olduğu söylenir. Yani onun karşısındakiler, olumsuz anlam alanlarına sahip bütün vasıflara hapsedilir. Demokrasi, totaliter bir karar verici olarak konuşur ve dolayısıyla totaliter Demokrasi olur.

Koalisyonun işleyişi, kendi tanımının hoşa gitmesi ve masumiyetine benzemez. Türkiye’deki tecrübesinin gösterdiği gibi; vahşice, çıkar ilişkilerinin alabildiğince çoğaldığı, yönetilenlerin aleyhine gelişen bir durum oluşturur. Koalisyonlarda en fazla menfaati ve kârı, icracılar görürken en fazla zararı temsil edildiği iddia edilen yönetilenler-halk görür.

Türkiye’de istikrar adına kurulan her koalisyon, daima istikrarsızlık anıtı kurmuştur.

Sosyal bilimcilerin Demokrasi kültürünün olmazsa olmaz şartı saydıkları koalisyonu övgü dolu sözcüklerle bizlere sunmasının altında başka siyasal gerekçeler ve projeler olabileceğini düşünmeyen bizler, siyasal illüzyonla büyülenmekten kurtulamayız. Koalisyonun hikmetini anlatmak için Avrupa’dan getirilen örnekler, illüzyonun dumanı olarak kullanılır.

Avrupa’da koalisyon hükümetlerine en iyi model olarak sunulan Almanya’dır fakat Almanya’daki parlamenter sistem ve koalisyon biçimi, bizim gibi ülkelerden (yani sisteme sonradan dahil olanlardan) hem yapısı ve hem işleyişi bakımından farklıdır. En basitinden; Almanya’da koalisyon, Devletin kesin ve önceden belirlediği hedefleri gerçekleştirmek üzere biraraya gelir.

Bu hedeflerde en büyük payı, ekonomik hedef oluşturur. Askeri ve güvenlik durumuna-kahir ekseri- karışılmaz. Yani buralarda hükümeti oluşturan partiler kendi istedikleri gibi siyasal operasyon yapamaz; adam kayırma, örgütlenme vb. dümenler gerçekleştiremezler.

Burada bizi hataya sevk eden şey, Siyasal modeli, kültürel ve sosyal biçimden ayırmaktır. Bu ise her koalisyonun aynı olduğu vehmini aşılar. Hatta koalisyonun ne kadar güzel ve faydalı olduğu telkininde bulunur. Oysa pratikta işler çok başka ilerler.

Genel olarak bir koalisyonun sağlığını bozan en önemli etken, karar mekanizmasının yeterli ve düzgün çalışamaması ve icraatlarda ortaya çıkan aksaklıklardır. bu durum toplumun içerdeki sağlığını etkilediği gibi ülkenin dışarıya karşı gücünü de zayıflatır.

Modern siyasetin ve siyaset algısının ürettiği biçimiyle koalisyon çözümü, psikolojik işlevi diğer işlevlerden daha ağır basan ve çalışan bir çözümdür. Demokratik temsilin koalisyonda ortaya çıktığına inanmak, insanları rahatlatır fakat sorunlarını çözmez. Doğaları gereği, siyasal durumlar karara ve yürütmeye yani faile ihtiyaç duyar. Ne kadar değişik parçalardan oluşursa oluşsun bir hükümeti devam ettiren şey, karar ve yürütmedeki birliğidir.

Bu söylediklerimiz; Platon’nun bir devleti bütünlük, Aristo’nun ise parçalar üzerine kurduğu meşhur tartışmadan ayrıdır.

Türkiye’deki tecrübe bize koalisyonun kurduğu tek şeyin siyasal bir illüzyon olduğunu ispatlamıştır. Zararı faydasından çoktur. Bu, sadece bizim ülkemizle sınırlı değildir. Koalisyonun doğasıyla alakalıdır: Koalisyon siyasal bir illüzyon kurar fakat kurulan bu illüzyon gerçeğin en zayıf rüzgarında yıkılır. Yıkılan yapının altında ise her zaman olduğu gibi biz yönetilenler kalır.

Twitter: @servetkzlay