Eğer insanların kalbinden geçenler alnında okunabilseydi, kim kimin yüzüne bakabilirdi. Rabbim kimsenin kalbindekini yüzüne vurmadığı halde ne hikmettir bilinmez bazı insanların fikri, zikri, niyeti kalplerinde gizli olup, dillerine gelmese de yüzlerine sirayet ediyor, kendilerini belli ediyorlar. Onlar şunu ya unutuyorlar, ya da akıl edemiyorlar. Hiçbir şey gizlide kalmaz. Sadece Rabbim o gizlinin planların hesabını vakti geldiğinde sormak için erteler. Yani yarına kalır belki yanına kalmaz asla.

Çünkü o kapalı kapılar ardında olanı da kapalı kalpler ardında olanı da bilir. O sebeple hiç kimse karşıya bakıp yalandan niyet okuyucu yaygaracılığı yapmasın. Herkes kendi kalbini yoklasın. Benim niyetim ne, amacım hedefim ne, eylemlerim söylemlerim ile kalbimdeki bir mi? Bu çöpe dönmüş dünyada herkes önce kendi kapısını, kendi kalbini temizleme yarışına girse, kimse başkasının kirini, pasını, pisini görmeye vakti olmaz eminim...

Nebiliyorsun, belki de karşıya bakıp kirli gördüğün yer çok temizdir. Kirli olan belki de senin pencerendir. Malum kirli pencereden temiz bir şey göremezsiniz. Niyet okuyucular; siz en iyisi ilk önce kendi kapınızı, kendi kalbinizi, kendi pencerenizi temizleyin. Sonra, muhtemelen zaten her yeri temiz göreceksiniz.

Saygılarımla...

Yalçın Kaynak / Yazar & Yorumcu