HENDEK SİYASETİNDE “AKIL TUTULMASI” VE GÖLGE OYUNLARI!

Hendek siyasetinde gördüğüm manzara, “Filler tepişir, çimenler ezilir” misali bir tablo…

Üç Ali, bir İrfan, bir Bayraktar, bir Ümit, bir Hüdavendi, bir de Bülbül ve Turgut. AK Parti’de Üç Ali çekişmesi, CHP’de Ümit–Bayraktar mücadelesi, MHP’de ise Bülbül–Turgut rekabeti muhtemeldir. Ama benim asıl merak ettiğim, Uzun Ali’nin Hendek sevdasıdır.

Hizmet anlamında bugüne kadar öyle bir sevdaya hiç şahit olmadık. Acaba bu sevda, Hendek’e komuta ettiğinde mi başlayacak? Yirmi yıldır olmayan bir hizmet sevdası yirmi yıl sonra mı filizlenecek? Bilemiyorum… Elbette bu sadece bir vatandaşın gözlemidir, bağlayıcı değildir.

Uzun Ali, Hendek’e bağlılığının sebebi ne acaba? Üç dönemdir bütün enerjini bir ilçe belediyesini kazanmak için harcıyorsun. Oysa bu takıntı hem Hendek’i hem de Türkiye genelindeki—en önemli büyükşehirler dâhil—belediyeleri kaybetmene yol açıyor.

Bunu hâlâ idrak edemedin: Hendek de dâhil olmak üzere kaybedilen belediyeler, büyük ölçüde sana yönelik genel tepkinin sonucudur. Büyükşehirlerde sandığa gitmeyen seçmenler, aslında tepki oyuyla sandığın kaderini belirledi.

Sen hâlâ Hendek’le yatıp Hendek’le kalkıyorsun; oysa meseleyi ancak genel ölçekte okumak çözebilir. Hendek’te koltuğu almak için verdiğin mücadele kadar, Hendek’e Ankara’dan gelmesi gereken hizmetler için de gayret etseydin, hem Hendek hem de genel tablo bambaşka olurdu.

Unutma: Belediye başkanını da, adayını da en iyi Hendekli belirler. Parti binalarında yapılan göstermelik temayül yoklamaları, ya da telefonla aranıp hazır cevap alınan isimlerle yapılan süslü anketler seni ancak kendi çevrende avutabilir. Halkın gerçek nabzını tutmadan siyaset yapmak, pusulasız denizde yol almaya benzer.

Bu yöntemle yürüdüğünüz sürece, halka kulak vermediğiniz sürece Hendek’te karşılığı olmayan kimseyi başkan yapamazsınız. Kazandığınız tek “seçim”, sonucu önceden belli olan il ve ilçe başkanlıkları seçimleridir, zira o teşkilatlar zaten sizin kurduğunuz ekiplerden oluşuyor. Ama yerelin hükmü farklıdır: Artık belediye başkanlarını halk seçer, “ceketimizi koysak kazanırız” devri çoktan bitmiştir.

HALKIN GÖZÜ ARTIK AÇIK

Seçimlere üç yıl var—ve belli ki yine ego tavan, adaylar şimdiden yine halka gerek duymadan belirlenmiş. Üç yıl boyunca koşuşturun: cenazede, cemiyette, açılışta, belediyelerin hizmetinde görünür olun. Halk sizi orada görsün; hizmetin sizin sayenizde geldiğine inansın. Ama mevcut başkanların başarısını gölgeleyerek, hizmetlerin yavaşlamasına, aksamasına ya da askıya alınmasına sebep olursanız, o bedeli bu halk size ödetir.

Artık millet eski millet değil. Eskiden futbol takımı tutar gibi parti tutan seçmen gitti, yerine sabah kalktığında “Kim dürüst, kim samimi, kim güvenilir?” diye düşünen bilinçli bir seçmen geldi.

SON SÖZ

Bir vatandaş olarak sana tavsiyem net: Halkta karşılığı olmayan adaylarla seçime sakın girme. Analizini iyi yap, enerjini yalnızca Hendek’e değil, ülke geneline yönelt. Hendek’i merak etme; Hendek her zaman olduğu gibi kendi adayını kendi belirler, kendi seçer.

Senin yapman gereken, bir ilçeye takılıp kalmak değil, ülke çapında vizyon ortaya koymaktır. Çünkü artık siyaset, sadece “nereli” olma meselesi değil; “nereye baktığın” meselesidir.

Saygılarımla...